Giriş ve Makroekonomik Bağlam: Enerji Bağımlılığının Anatomisi
Türkiye Cumhuriyeti, jeopolitik konumu itibarıyla enerji koridorlarının merkezinde yer almasına rağmen, birincil enerji kaynakları açısından tarihsel olarak dışa bağımlı bir yapı sergilemektedir. Bu bağımlılık, özellikle hidrokarbon temelli yakıtlar olan petrol ve doğalgazda, ulusal ekonominin “yumuşak karnı” olarak nitelendirilen cari işlemler açığının (Current Account Deficit) ana belirleyicisi konumundadır. Modern ekonomilerin kan dolaşımını sağlayan ulaştırma sektörü, bu bağımlılığın en yoğun hissedildiği alanların başında gelmektedir. İçten yanmalı motor teknolojisine (Internal Combustion Engine – ICE) dayalı mevcut ulaştırma altyapısı, her yıl milyarlarca dolarlık ulusal servetin enerji ithalatı yoluyla yurtdışına transferine neden olmaktadır.
Bu rapor, Türkiye’nin mevcut araç parkının nicel ve nitel özelliklerini, bu araçların yıllık yakıt tüketimlerinin yarattığı ekonomik maliyeti, bu maliyetin dış ticaret dengesi üzerindeki baskısını ve olası bir tam elektrifikasyon senaryosunun teknik fizibilitesini 2024 yılı verileri ve projeksiyonları ışığında derinlemesine incelemektedir. Analiz, sadece mevcut durumu tespit etmekle kalmayıp, fosil yakıtlı araçların elektrikli araçlarla (EA) ikamesi durumunda ortaya çıkacak elektrik enerjisi talebini (TWh), bu talebin Türkiye’nin mevcut şebeke altyapısı (TEİAŞ ve EDAŞ’lar) üzerindeki etkisini ve gerekli enerjinin yenilenebilir kaynaklardan (Güneş ve Rüzgar) karşılanabilmesi için gereken kurulu güç yatırımlarını (MW) matematiksel modellerle ortaya koymayı hedeflemektedir.
2024 yılı itibarıyla küresel enerji piyasalarındaki volatilite ve Türkiye’nin makroekonomik dengelenme süreci, ulaştırma sektöründeki bu dönüşümün sadece çevresel bir tercih değil, aynı zamanda stratejik bir ekonomik zorunluluk olduğunu göstermektedir. Enerji ithalat faturasının 2023 yılında yaklaşık 69 milyar dolar seviyesinden 2024 yılında 65,6 milyar dolara gerilemiş olmasına rağmen 1, bu rakamın hala dış ticaret açığının en büyük bileşeni olması, sorunun yapısal niteliğini koruduğunu kanıtlamaktadır.
2. Türkiye Araç Parkı Envanteri ve Kullanım Dinamikleri
2.1. Araç Stokunun Yapısal Analizi ve Yaş Profili
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’nin motorlu kara taşıtları stoku 2024 yılı sonu itibarıyla 31 milyon 301 bin 389 adede ulaşarak tarihi bir zirveye oturmuştur.2 Bu devasa filonun kompozisyonu, ülkenin yakıt tüketim profilini ve dolayısıyla enerji ithalat stratejisini doğrudan belirleyen en kritik değişkendir. Araç parkının büyüme hızı, ekonomik aktivitenin canlılığına işaret etmekle birlikte, her yeni fosil yakıtlı araç, gelecek 15-20 yıl boyunca petrol ithalatına yapılmış bir “taahhüt” anlamına gelmektedir.
Araç parkının detaylı segmentasyonu incelendiğinde, otomobillerin sayısal olarak hakimiyeti elinde tuttuğu, ancak ticari araçların tüketim yoğunluğu açısından kritik bir rol oynadığı görülmektedir. 2024 yılı içerisinde trafiğe kaydı yapılan yaklaşık 2,6 milyon yeni aracın 3 dağılımı, özellikle motosiklet kullanımındaki patlama ve ticari araçlardaki istikrarlı artışla dikkat çekmektedir. Temmuz 2024 verilerine göre trafiğe kaydı yapılan taşıtların %46,9’unu motosikletlerin oluşturması 5, kentsel mobilitede mikro-ulaşım araçlarına ve kurye hizmetlerine yönelik yapısal bir kaymayı işaret etmektedir.
Ancak enerji verimliliği perspektifinden bakıldığında en çarpıcı veri, araç filosunun yaş ortalamasıdır. TÜİK verileri, Türkiye’deki araçların ortalama yaşının 14,3 olduğunu ortaya koymaktadır.2 Bu istatistik, Avrupa Birliği ortalamalarının oldukça üzerinde olup, Türkiye yollarındaki araçların motor teknolojilerinin eski, yakıt yanma verimliliklerinin düşük ve emisyon değerlerinin yüksek olduğu anlamına gelmektedir. Detaylara inildiğinde durum daha da kritikleşmektedir:
-
Otomobiller: Ortalama yaş 14,2.2 Bu, filonun büyük kısmının Euro 4 veya Euro 5 emisyon standartlarına sahip olduğu, modern Euro 6d-Temp veya hibrit teknolojilerden yoksun olduğu anlamına gelir.
-
Kamyonlar: Ortalama yaş 18,1.2 Lojistik sektörünün belkemiği olan ağır ticari araçların bu denli yaşlı olması, birim yük başına tüketilen dizel miktarını (L/ton-km) dramatik şekilde artırmaktadır.
-
Traktörler: Ortalama yaş 24,5.2 Tarımsal üretimin enerji maliyetlerini doğrudan etkileyen bu veri, gıda enflasyonu ile enerji verimliliği arasındaki ilişkiyi de gözler önüne sermektedir.
Bu yaşlı araç parkı, Türkiye’nin yakıt tüketimini azaltma çabalarını zorlaştıran bir “atalet” faktörüdür. 21 yaş ve üzeri araçların toplam park içindeki payının %25 seviyelerinde olması 6, hurda teşvik mekanizmalarının eksikliğini veya araç yenileme maliyetlerinin yüksekliğini göstermektedir.
2.2. Mobilite Yoğunluğu: Taşıt-Kilometre İstatistikleri
Bir ülkenin ne kadar yakıt tükettiğini anlamak için sadece araç sayısını bilmek yeterli değildir; asıl belirleyici olan bu araçların kat ettiği mesafedir. TÜİK tarafından yayımlanan “Taşıt-Kilometre İstatistikleri”, bu konuda en güvenilir veri setini sunmaktadır. 2023 yılı verilerine göre, Türkiye’de trafiğe kayıtlı motorlu kara taşıtları toplamda 348 milyar 115 milyon kilometre yol kat etmiştir.7 Bu mesafe, bir önceki yıllara göre artış trendini sürdürmektedir ve ekonomik aktivitedeki dalgalanmalara rağmen mobilitenin arttığını kanıtlamaktadır.
Bu 348 milyar kilometrelik devasa hareketliliğin kırılımı, enerji tüketiminin hangi araç gruplarında yoğunlaştığını anlamak adına hayati önem taşır:
-
Otomobiller: Toplam mesafenin %57,4’ünü (yaklaşık 200 milyar km) tek başlarına kat etmişlerdir.7 Bu durum, binek araçların elektrifikasyonunun toplam enerji talebi üzerindeki etkisinin ne denli büyük olacağını göstermektedir. Ortalama bir otomobilin yılda 13.564 km yol yaptığı 7 hesaplanmıştır ki bu veri, elektrikli araç batarya kiralama modelleri ve şarj altyapısı planlamaları için temel referans değeridir.
-
Kamyonetler (Hafif Ticari Araçlar): Toplam mesafenin %20’sini oluşturmaktadır.7 Türkiye’de “Doblo/Courier” sınıfı olarak bilinen ve hem ticari hem aile aracı olarak kullanılan bu segmentin yüksek kullanım oranı, dizel yakıt talebinin katılığına işaret eder.
-
Ağır Ticari ve Otobüsler: Araç sayısı bakımından toplam parkın küçük bir kısmını oluştursalar da, kat ettikleri mesafe (Toplamın %10’undan fazlası) ve birim yakıt tüketimleri (30-40 Litre/100km) nedeniyle toplam enerji tüketiminde “asimetrik” bir ağırlığa sahiptirler.
Bu veriler ışığında, Türkiye’nin ulaştırma kaynaklı enerji talebinin homojen olmadığı, binek araçların frekans, ticari araçların ise yoğunluk açısından belirleyici olduğu bir matris ortaya çıkmaktadır.
2.3. Yakıt Tipi Tercihlerindeki Değişim
Türkiye pazarında uzun yıllar boyunca hakim olan “Dizel” hegemonyası, son yıllarda değişen vergi politikaları, artan bakım maliyetleri ve küresel trendlerin etkisiyle kırılmaya başlamıştır. Ancak mevcut stokun ataleti nedeniyle, dizel hala en çok tüketilen yakıt türüdür. TÜİK verilerine göre trafiğe kaydı yapılan araçların yakıt cinsine göre dağılımında benzinli araçların payı artarken, dizel araçların yeni kayıtlardaki payı düşmektedir.5 Buna rağmen, 31 milyonluk stokun içinde dizel araçların (özellikle ticari araçların tamamı ve eski binek araçlar) varlığı, Türkiye’yi bir “Motorin Ülkesi” yapmaya devam etmektedir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verileri de bu durumu teyit etmektedir; motorin satışları benzin satışlarının yaklaşık 5-6 katı seviyesindedir.8
Tablo 1: Türkiye Araç Parkı Segmentasyonu ve Tahmini Yakıt Dağılımı (2024)
|
Araç Sınıfı |
Tahmini Adet (Milyon) |
Baskın Yakıt Tipi |
Ortalama Yaş |
Yıllık Ortalama KM |
Toplam Pay (%) |
|
Otomobil |
~15.5 |
Benzin / Dizel / LPG |
14.2 |
13.564 |
%53.4 |
|
Kamyonet |
~4.5 |
Dizel |
13.9 |
~20.000 |
%15.5 |
|
Kamyon |
~1.0 |
Dizel |
18.1 |
~50.000+ |
%3.4 |
|
Motosiklet |
~6.0 |
Benzin |
10.2 |
~3.000-5.000 |
%20.6 |
|
Traktör |
~2.2 |
Dizel |
24.5 |
(Saat bazlı) |
%7.5 |
|
Otobüs/Minibüs |
~0.6 |
Dizel |
16.0 |
~40.000+ |
%2.0 |
|
Toplam |
~31.3 |
14.3 |
%100 |
Kaynak: TÜİK verileri ve Sektör raporlarından derlenmiş projeksiyonlardır.2
3. Fosil Yakıt Tüketimi: Ekonomik Maliyet ve Dış Ticaret Dengesi
3.1. Tüketim Hacminin Hesaplanması ve Doğrulanması
Türkiye’nin ulaştırma sektöründe ne kadar yakıt tükettiğini hesaplamak için iki yöntem kullanılabilir: “Aşağıdan Yukarıya” (Araç sayısı x Tüketim) ve “Yukarıdan Aşağıya” (EPDK Satış Verileri). Bu raporda, kesinliği sağlamak amacıyla EPDK’nın 2024 yılı resmi sektör raporu verileri esas alınmış, TÜİK kilometre verileri ile çapraz doğrulama yapılmıştır.
EPDK’nın “Petrol Piyasası 2024 Yılı Sektör Raporu”na göre yurt içi akaryakıt satış rakamları şöyledir 8:
-
Benzin Türleri Satışı: 4.894.005 ton (Yaklaşık 6.5 milyar litre). Bir önceki yıla göre %20,13’lük devasa bir artış göstermiştir. Bu artış, yeni satılan araçlarda benzinli motorların tercih edilmesi ve hibrit araçların içten yanmalı motorlarının benzinli olmasıyla açıklanabilir.
-
Motorin (Dizel) Türleri Satışı: 26.116.681 ton (Yaklaşık 30.7 milyar litre). %0,36’lık sınırlı bir artış göstermiştir. Bu durum, ticari hayatın stabil seyrettiğini ancak dizel binek araçların parktan yavaş yavaş çekilmeye başladığını veya kullanımlarının azaldığını göstermektedir.
-
Toplam Karayolu Yakıtı: Yaklaşık 31 milyon ton.
Bu veriler, “aşağıdan yukarıya” modelimizle uyumludur. 348 milyar kilometrelik yolun büyük kısmının ağır ticari araçlar ve eski teknoloji dizel araçlar tarafından yapıldığı düşünüldüğünde, 26 milyon tonluk motorin tüketimi, Türkiye ulaştırma sektörünün enerji yoğunluğunun ne kadar yüksek olduğunu kanıtlar. Özellikle kamyon ve otobüslerin 100 kilometrede 30 litreye varan tüketimleri, bu dengesizliğin ana sebebidir.
3.2. Enerji İthalat Faturası ve Ekonomik Kayıp
Türkiye, tükettiği bu 31 milyon tonluk akaryakıtın ham maddesi olan petrolün %92’sinden fazlasını ithal etmek zorundadır. Yerli üretim (TPAO’nun Gabar ve diğer sahalardaki çalışmaları) artış trendinde olsa da, devasa tüketim karşısında henüz dengeleyici bir unsur olmaktan uzaktır.
2024 yılı ekonomik verileri incelendiğinde, Türkiye’nin toplam enerji ithalat faturasının 65 milyar 600 milyon dolar olduğu görülmektedir.1 Bu rakam, 2023 yılındaki 69,1 milyar dolarlık faturaya göre %5,1’lik bir azalışı ifade etse de, hala sürdürülemez boyuttadır. Enerji faturasındaki bu düşüş, miktar bazında bir azalmadan ziyade, küresel enerji emtia fiyatlarındaki (Brent petrol ve Doğalgaz) gevşemeden kaynaklanmaktadır.
Ulaştırma sektörünün bu faturadaki payını ayrıştırmak için, ham petrol ve işlenmiş ürün ithalat birim maliyetlerine bakmak gerekir. 2024 yılında ortalama Brent petrol fiyatının 80 USD/varil bandında seyrettiği ve rafineri marjlarının eklendiği bir senaryoda, ton başına işlenmiş ürün maliyetinin (CIF) ortalama 750-800 USD aralığında olduğu tahmin edilmektedir.
-
Hesaplama: 31.000.000 ton x 800 USD/ton = ~24.8 Milyar Dolar.
Bu analiz, Türkiye’nin 2024 yılındaki 65,6 milyar dolarlık enerji ithalat faturasının yaklaşık 25 milyar dolarlık kısmının (%38), doğrudan karayolu taşımacılığında kullanılan benzin ve motorine harcandığını göstermektedir. Geriye kalan kısım ise elektrik üretimi, sanayi ve konut ısıtmasında kullanılan doğalgaz ve kömür ithalatıdır.
3.3. Dış Ticaret Açığı ve Cari Denge Üzerindeki Baskı
Türkiye ekonomisinin en büyük yapısal sorunu olan dış ticaret açığı, 2024 yılında da gündemdeki yerini korumuştur. Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2024 yılı (12 aylık birikimli) dış ticaret açığı 82,2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir.9
Bu veriyi akaryakıt ithalatı ile kıyasladığımızda çarpıcı bir tablo ortaya çıkmaktadır:
- Toplam Dış Ticaret Açığı: 82,2 Milyar Dolar
- Ulaştırma Kaynaklı Petrol İthalatı: ~25,0 Milyar Dolar
- Oransal Pay: %30,4
İçgörü: Türkiye’nin dış ticaret açığının neredeyse üçte biri, sadece araçların depolarını doldurmak için harcanan dövizden kaynaklanmaktadır. Başka bir ifadeyle, eğer Türkiye ulaştırma sektörünü tamamen yerli ve yenilenebilir kaynaklarla elektrifikasyona tabi tutabilseydi, dış ticaret açığı teorik olarak 82 milyar dolardan 57 milyar dolara gerileyebilirdi. Bu durum, Türk Lirası üzerindeki döviz talebi baskısını azaltacak, enflasyonist geçişkenliği düşürecek ve Merkez Bankası rezervlerinin daha verimli kullanılmasını sağlayacak en büyük makroekonomik kaldıraçtır.
Vergi politikaları açısından bakıldığında ise devletin akaryakıt üzerinden elde ettiği Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) gelirleri önemli bir bütçe kalemidir. 2024 yılında yapılan düzenlemelerle benzin ve motorinden alınan maktu ÖTV tutarları artırılmıştır.10 Bu durum, elektrifikasyona geçişte devletin “vergi kaybı” yaşayacağı endişesini doğursa da, enerji ithalatının azalmasıyla sağlanacak makroekonomik istikrarın getirisinin, vergi kaybından çok daha yüksek olacağı ekonomik modellemelerle öngörülmektedir.
4. Elektrifikasyon Senaryosu: Enerji Talebinin Yeniden Modellenmesi
Mevcut 31 milyon aracın tamamının elektrikli araçlara (EA) dönüştüğü hipotetik bir senaryoda, Türkiye’nin enerji talebinin fosil yakıttan elektriğe nasıl evrileceği, fiziksel ve termodinamik yasalar çerçevesinde hesaplanmalıdır.
4.1. Termodinamik Verimlilik Avantajı
İçten yanmalı motorlar (İYM), yakıtın içerdiği kimyasal enerjinin ancak %25-30’unu hareket enerjisine çevirebilirken, geri kalanını ısı olarak atarlar. Elektrik motorları ise %90’ın üzerinde bir verimlilikle çalışır. Bu nedenle, petrol bazında harcanan enerjinin (yaklaşık 360 TWh eşdeğeri termal enerji) birebir elektrik enerjisine ikame edilmesi gerekmez. Elektrifikasyon, doğası gereği bir “enerji verimliliği” projesidir.
4.2. Elektrik Tüketim Projeksiyonu (TWh Hesabı)
Elektrik şebekesine binecek ek yükü hesaplamak için, TÜİK’in 348 milyar kilometrelik mesafe verisi ile elektrikli araçların gerçek yol koşullarındaki tüketim değerlerini (kWh/100km) eşleştiren bir matris kullanılmıştır.
Araç Tipi Bazlı Tüketim Kabulleri:
- Binek Otomobil: Modern C-segmenti bir elektrikli aracın (Örn: Togg T10X, Tesla Model Y, Renault Megane E-Tech) Türkiye iklim ve topografya koşullarındaki ortalama tüketimi 16,5 – 18 kWh/100km (0.17 kWh/km) olarak kabul edilmiştir.12 Kış aylarında ısıtma ihtiyacı nedeniyle bu tüketimin %20 artacağı, yazın ise düşeceği varsayılarak yıllık ortalama kullanılmıştır.
- Hafif Ticari: Yük faktörü nedeniyle tüketim daha yüksektir: 25 kWh/100km (0.25 kWh/km).
- Ağır Ticari / Otobüs: En yüksek enerji yoğunluğuna sahip gruptur. Yüklü bir elektrikli tırın tüketimi 110 – 130 kWh/100km (1.2 kWh/km) seviyelerindedir.
- Motosiklet: Oldukça verimlidir: 4 kWh/100km (0.04 kWh/km).
- Toplam Yük Simülasyonu:
|
Araç Tipi |
Yıllık Toplam Mesafe (Milyar km) |
Birim Tüketim (kWh/km) |
Toplam Enerji İhtiyacı (TWh) |
|
Otomobil |
200.0 |
0.17 |
34.0 |
|
Kamyonet |
70.0 |
0.25 |
17.5 |
|
Kamyon/Otobüs |
35.0 |
1.20 |
42.0 |
|
Motosiklet |
21.0 |
0.04 |
0.84 |
|
Diğer |
22.0 |
0.30 |
6.6 |
|
TOPLAM |
348.0 |
~100.94 TWh |
Not: Ağır ticari araçların tüketim etkisi, önceki kaba tahminlerin (80 TWh) üzerine çıkarak, yük ve topografya faktörlerinin eklenmesiyle revize edilmiş ve yaklaşık 101 TWh olarak hesaplanmıştır. Bu revizyon, kamyonların enerji yoğunluğunun binek araçlara göre asimetrik etkisinden kaynaklanmaktadır.
4.3. Mevcut Tüketim ile Karşılaştırmalı Analiz
Türkiye’nin 2023 yılı toplam elektrik tüketimi, sanayi, mesken ve ticarethane dahil olmak üzere yaklaşık 330 TWh seviyesinde gerçekleşmiştir.14
- Mevcut Ulusal Tüketim: 330 TWh
- Tam Elektrifikasyon Ek Yükü: ~101 TWh
- Toplam Talep Artışı: %30,6
Analiz: Ulaştırma sektörünün tamamının elektriklendirilmesi, Türkiye’nin elektrik tüketiminde yaklaşık %30’luk bir artışa neden olacaktır. Bu, yönetilemez bir artış değildir. Türkiye’nin elektrik tüketimi son 20 yılda ortalama yıllık %4-5 büyümüştür. %30’luk bu artış, yaklaşık 5-6 yıllık doğal büyüme talebine eşdeğerdir. Ancak asıl zorluk, bu “enerji (kWh)” miktarında değil, bu enerjinin talep edildiği andaki “güç (MW)” ihtiyacında, yani Puant Talep yönetimindedir.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi’nin raporlarına göre, 2035 yılına kadar araç parkının sadece bir kısmının (yaklaşık 11 milyon araç) elektrikli olması durumunda dahi şebeke yatırımlarının %12 oranında artırılması gerekmektedir.15 Tam elektrifikasyon senaryosunda bu yatırım ihtiyacı katlanarak artacaktır.
5. Yenilenebilir Enerji Entegrasyonu: Kapasite Planlaması ve Yatırım İhtiyacı
Oluşacak 101 TWh’lik ek elektrik talebinin, fosil kaynaklar (Doğalgaz/Kömür) yerine Türkiye’nin zengin yenilenebilir enerji potansiyeli (Güneş ve Rüzgar) ile karşılanması stratejik bir önceliktir. Aksi takdirde, petrole bağımlılık sadece doğalgaza bağımlılığa dönüşecektir.
5.1. Kapasite Faktörü Gerçekleri ve Kaynak Planlaması
Yenilenebilir enerji santralleri (YES), doğaları gereği kesintili üretim yaparlar. Bir santralin “Kurulu Gücü (MW)” ile “Üretilen Enerji (MWh)” arasındaki ilişkiyi belirleyen Kapasite Faktörü, yatırım planlamasının temelidir.
- Güneş Enerjisi Santralleri (GES): Türkiye, güneşlenme süresi açısından Avrupa’nın en şanslı ülkelerinden biridir. Ortalama kapasite faktörü %20-22 bandında kabul edilir.17 Bu, 1 MW gücündeki bir GES’in yılda yaklaşık 1.800 – 1.900 MWh elektrik üreteceği anlamına gelir.
- Rüzgar Enerjisi Santralleri (RES): Ege ve Marmara bölgelerindeki yüksek rüzgar potansiyeli ile Türkiye ortalaması %30-35 kapasite faktörüne sahiptir.18 Yeni nesil türbinler ve deniz üstü (offshore) potansiyel ile bu oran %40’lara çıkabilir.19 1 MW RES, yılda yaklaşık 3.000 MWh üretim yapabilir.
5.2. Gerekli Kurulu Güç Modellemesi
Hedeflenen 101.000 GWh (101 TWh) üretimi karşılamak için iki farklı senaryo ve bir hibrit senaryo çalışılmıştır:
Tablo 2: 101 TWh Ek Talep İçin Gerekli Kurulu Güç Senaryoları
|
Senaryo |
Kaynak Karışımı |
Gerekli GES (MW) |
Gerekli RES (MW) |
Toplam Ek Kurulu Güç (MW) |
|
A |
%100 Güneş |
56.111 MW |
0 |
~56.1 GW |
|
B |
%100 Rüzgar |
0 |
33.666 MW |
~33.7 GW |
|
C (Hibrit) |
%50 Güneş + %50 Rüzgar |
28.055 MW |
16.833 MW |
~44.9 GW |
Hesaplamalar: GES için 1.8 GWh/MW/Yıl, RES için 3.0 GWh/MW/Yıl verimlilik baz alınmıştır.
5.3. Türkiye’nin Mevcut Kapasitesi ile Kıyaslama
TEİAŞ’ın Ocak 2024 verilerine göre Türkiye’nin toplam kurulu gücü 107.041 MW (107 GW) seviyesindedir.20
- Mevcut Güneş Kurulu Gücü: 11.707 MW (~11.7 GW).20
- Mevcut Rüzgar Kurulu Gücü: 11.803 MW (~11.8 GW).20
Kritik Tespit: Ulaştırma sektörünün tam elektrifikasyonu için gerekli olan yaklaşık 45 GW’lık hibrit yenilenebilir kapasite, Türkiye’nin şu anki toplam güneş ve rüzgar kapasitesinin (Toplam ~23.5 GW) yaklaşık 2 katıdır. Yani Türkiye, mevcut güneş ve rüzgar santrallerinin yanına, sadece araçları şarj etmek için iki tane daha Türkiye büyüklüğünde yenilenebilir enerji parkı inşa etmelidir.
Bu hedef, ilk bakışta ürkütücü görünse de, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2035 Ulusal Enerji Planı’nda her yıl 3-5 GW yeni güneş ve rüzgar kapasitesinin devreye alınması hedeflenmektedir.19 Dolayısıyla, 10-15 yıllık bir perspektifte bu kapasite artışı teknik ve ekonomik olarak mümkündür.
6. Şebeke Entegrasyonu ve Teknik Zorluklar
Enerjiyi üretmek sorunun sadece bir yarısıdır; diğer yarısı ise bu enerjiyi doğru zamanda ve doğru yerde araçlara iletmektir.
6.1. “Duck Curve” ve Depolama İhtiyacı
Araçların şarj edilme alışkanlıkları, şebeke stabilitesi için en büyük risktir. Araç sahiplerinin büyük çoğunluğu akşam iş çıkışı (18:00 – 21:00 arası) araçlarını şarja takarsa, bu saatler güneş enerjisi üretiminin sıfırlandığı saatlerdir. Bu durum, literatürde “Duck Curve” (Ördek Eğrisi) olarak bilinen, gündüz aşırı üretim, akşam aşırı tüketim dengesizliğini derinleştirir.
Bu sorunu çözmek için:
- Batarya Depolama Sistemleri: Gündüz güneşten üretilen elektriğin depolanarak akşam şarj talebinde kullanılması.
- Akıllı Şarj (V1G/V2G): Şarjın şebeke yüküne göre optimize edilmesi veya araçtan şebekeye enerji transferi. SHURA raporu, akıllı şarj mekanizmalarının şebeke yatırımlarını minimize etmek için “kaçınılmaz” olduğunu vurgulamaktadır.15
- Tarife Yönetimi: Gece yarısı (02:00 – 06:00) şarjlanmanın teşvik edilmesi.
6.2. Dağıtım Şebekesi (EDAŞ) Darboğazları
İletim seviyesinden (TEİAŞ) ziyade, dağıtım seviyesinde (Şehir içi trafolar ve kablolar) sorunlar beklenmektedir. Bir mahallede aynı anda 50 aracın hızlı şarj (DC) veya yüksek akımlı AC şarj çekmesi, mevcut trafo kapasitelerini aşabilir. Bu nedenle, elektrifikasyon stratejisi sadece santral yapımını değil, şehir içi şebekenin “Bakır Yatırımını” (kablo kesitlerinin ve trafo güçlerinin artırılması) da içermelidir.
7. Sonuç ve Stratejik Yol Haritası
Türkiye’nin ulaştırma sektöründeki enerji ekonomisi analizi, mevcut durumun sürdürülemez olduğunu, ancak çözümün de büyük bir yapısal dönüşüm gerektirdiğini ortaya koymaktadır.
- Ekonomik Fırsat: Yıllık 25 milyar dolarlık petrol ithalatı, Türkiye ekonomisi üzerinde devasa bir yüktür. Bu tutar, dış ticaret açığının %30’una tekabül etmektedir. Bu kaynağın ülke içinde kalması, elektrifikasyonun finansmanı için en büyük motivasyondur.
- Yatırımın Geri Dönüşü: 45 GW’lık yenilenebilir enerji yatırımının maliyeti (ortalama 700.000 USD/MW varsayımıyla) yaklaşık 31,5 milyar dolar civarındadır. Yani, Türkiye’nin sadece 15-18 aylık petrol ithalat faturası, ülkenin tüm araçlarını güneş ve rüzgarla çalıştıracak santralleri kurmaya yetmektedir. Bu, iktisadi tarihte nadir görülen yüksek verimlilikte bir yatırım fırsatıdır.
- Teknik Yol Haritası: Dönüşüm bir gecede olmayacaktır. Öncelik, en çok yakıt tüketen ve en çok km yapan ticari araçların ve otobüslerin elektrifikasyonuna verilmelidir. Ardından, şehir içi dağıtım şebekeleri güçlendirilmeli ve yerli depolama teknolojileri geliştirilmelidir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin “Yeşil Kalkınma Devrimi”, sadece çevresel bir duyarlılık değil, ülkenin kronik cari açık sorununu kökten çözecek en güçlü ekonomik reçetedir. Fosil yakıtlı araçlardan elektrikli araçlara geçiş, Türkiye’yi enerji ithalatçısı bir ülkeden, enerji teknolojileri ve yönetimi konusunda bölgesel bir lider konuma taşıma potansiyeline sahiptir.
Works cited
-
Türkiye’nin enerji faturası 2024’te yüzde 5 azaldı, accessed on November 21, 2025, https://www.enerjigunlugu.net/turkiye-2024te-enerjiye-656-milyar-dolar-odedi-62082h.htm
-
Türkiye yollarındaki araçlar yaşlanıyor – Bülten Detay – ARLOD ARAÇ LOJİSTİKÇİLERİ DERNEĞİ, accessed on November 21, 2025, https://www.arlod.org/bulten/2025-01/turkiye-yollarindaki-araclar-yaslaniyor/1-11278
-
2024 Yılında 2 Milyon 598 Bin 816 Adet Taşıtın Trafiğe Kaydı Yapıldı – Alomaliye.com, accessed on November 21, 2025, https://www.alomaliye.com/2025/01/22/2024-yilinda-2-milyon-598-bin-816-adet-tasitin-trafige-kaydi-yapildi/
-
Trafiğe kaydı yapılan araç sayısı 2024’te 2 milyon 599 bin oldu – Anadolu Ajansı, accessed on November 21, 2025, https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/trafige-kaydi-yapilan-arac-sayisi-2024te-2-milyon-599-bin-oldu/3458921
-
Motorlu Kara Taşıtları, Temmuz 2024 – TÜİK – Veri Portalı, accessed on November 21, 2025, https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Motorlu-Kara-Tasitlari-Temmuz-2024-53459
-
Trafiğe Kayıtlı Araçların Ortalama Yaşları – Çevresel Göstergeler – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, accessed on November 21, 2025, https://cevreselgostergeler.csb.gov.tr/trafige-kayitli-araclarin-ortalama-yaslari-i-85798
-
Motorlu kara taşıtları 2023’te 348,1 milyar kilometre yol yaptı – Yandex, accessed on November 21, 2025, https://yandex.com.tr/gundem/stories/tuik-acikladi-tasit-ve-tasit-km-artti-1783160
-
Petrol Piyasası 2024 Yılı Sektör Raporu Yayınlandı – Türkiye LPG Derneği, accessed on November 21, 2025, https://www.tlpgder.org.tr/duyurular/39347/petrol-piyasasi-2024-yili-sektor-raporu-yayinlandi.aspx
-
Dış Ticaret İstatistikleri (Aralık 2024) 3 Ocak 2025 – AKBANK | INVESTOR RELATIONS, accessed on November 21, 2025, https://www.akbankinvestorrelations.com/tr/images/pdf/2025_01_03_Aralik_Ayi_Dis_Ticaret_istatistikleri_Gecici_Veri.pdf
-
Sirküler – 2024 – 2 – Akaryakıt ÖTV Tutarlarının Güncellenmesi Hk. – Nelsus, accessed on November 21, 2025, https://nelsus.com.tr/sirkuler-2024-2-akaryakit-otv-tutarlarinin-guncellenmesi-hk/
-
Akaryakıt ürünlerinden alınan ÖTV’ye %6,06 artış yapıldı 31 Aralık 2024 – TABGİS, accessed on November 21, 2025, https://tabgis.org.tr/haberler/akaryakit-urunlerinden-alinan-otvye-606-artis-yapildi/2024-12-31
-
Elektrikli araba 100 km’de ne kadar yakar? – Tora Şarj, accessed on November 21, 2025, https://torasarj.com/haberler/elektrikli-araba-100-kmde-ne-kadar-yakar/
-
Elektrikli Araçlar Km Maliyeti 2025 | Güncel Tüketim Rehberi – Dijipol.com, accessed on November 21, 2025, https://www.dijipol.com/blog/elektrikli-araclar-km-maliyeti-guncel-tuketim-rehberi
-
TÜRKİYE ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2023 YILI TÜRKİYE ELEKTRİK DAĞITIMI SEKTÖR RAPORU, accessed on November 21, 2025, https://www.tedas.gov.tr/FileUpload/MediaFolder/25819eac-d024-4308-891a-d248db8c1e0a.pdf
-
TÜRKİYE’NİN ŞEBEKE ALTYAPISI 11 YIL SONRA 11 MİLYON ELEKTRİKLİ ARACA HAZIR – BÜLTEN SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, accessed on November 21, 2025, https://shura.org.tr/wp-content/uploads/2024/07/SHURA-Basin-Bulteni-Ulastirma-Sektoru-Donusumu-10-Temmuz-2024.pdf
-
ULAŞTIRMA SEKTÖRÜ DÖNÜŞÜMÜ: ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN TÜRKİYE DAĞITIM ŞEBEKELERİNE ENTEGRASYONU, accessed on November 21, 2025, https://shura.org.tr/wp-content/uploads/2024/07/Ulastirma-sektoru-donusumu_Elektrikli-araclarin-Turkiye-dagitim-sebekelerine-entegrasyonu.pdf
-
Türkiye Rüzgar Enerjisi Potansiyeli – MGM, accessed on November 21, 2025, https://www.mgm.gov.tr/files/haberler/2010/rets-seminer/2_mustafa_caliskan_ritm.pdf
-
Overview of the Turkish Electricity Market – PwC Türkiye, accessed on November 21, 2025, https://www.pwc.com.tr/tr/sektorler/enerji/2024/overview-of-the-turkish-electricity-market-2023.pdf
-
ÖZET VERSİYON – Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği, accessed on November 21, 2025, https://www.tureb.com.tr/eng/lib/uploads/HQ-kisa-Tureb-istatistik-raporu-Ocak2025-1.pdf?v=2
-
TEİAŞ 2024 Ocak Ayı Kurulu Güç Raporunu Yayımladı – GENSED, accessed on November 21, 2025, https://gensed.org/teias-2024-ocak-ayi-kurulu-guc-raporunu-yayimladi/

























