Dünyanın var oluşundan bu yana insanlar karşılaştığı problemlere çözümler üretebilmek için çeşitli yollar denemişlerdir. Ancak asıl çözüm doğanın asırlık tecrübesine kulak vermektir.
Doğada bulunan her varlığın içerisinde bir mucize barındırdığını ve çözüm için ona bakmanın yeterli olduğunu bilmek gerekir.
Bahsettiğimiz bu kavram, Latincedebios(hayat) ve mimikri (taklit) kelimelerinden bir araya gelmiş BİYOMİMİKRİ dir. Açıklaması ise’ Doğadan ilham alarak ya da doğayı taklit ederek insan problemleri ve ihtiyaçları için çözüm üretmek.’dir.
Biyomimikri terimi ilk kez 1997 yılında Janine M. Benyus tarafından yayımlanan “Biomimicry: Innovation Inspired by Nature” adlı kitabında kullanılmıştır.
Günümüzde mimar ve mühendislerin tasarımlarında doğayı ilham alması enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik açısından çok önemlidir. Karşılaşılan sorunlarda şu soruyu sormak çözümlerin kendiliğinden ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Bu problem karşısındaDOĞA NE YAPARDI?
Sorunun cevabı bütün problemlerimizin çözümü olacağına eminim
Günümüz şartlarında doğaya yakınlaşmak ona kulak vermek belki de tek çözüm yoludur. Gittikçe artan nüfus, hızlı sanayileşme, fosil yakıtların çok fazla tüketilmesi ile atmosfer de oluşan sera gazlarının önüne geçilemeyecek kadar artması. Küresel açıdan bir sorun haline gelmiştir. Bu sorunlara çok hızlı çözümler üretmek gerekirken, üretilen çözümlerin de ekolojik yapıya uyumlu ve sürdürülebilir olması en önemli hedef olmalıdır.
İşte doğadan ilham alınarak yapılan tasarımlardan birkaç örnek;
Münih Olimpiyat Stadı ve Yusufçuğun Kanatları
Milimetrenin 3000’de 1’i kalınlığındaki kanatları bu kadar ince olmasına rağmen dayanıklılığıyla dikkat çeker. Dayanaklı olma sebebiyse kanatlarının bine yakın bölmelerden oluşması. Bu bölmeler sayesinde uçarken yırtılmalar yaşanmamaktadır. Münih Olimpiyat stadının çatısı da aynı yöntemle inşa edilmiştir.
Güneş Panelleri ve Ayçiçeği
Ayçiçeği bitkisinin güneşi takip etmesinden esinlenerek güneş panellerinin güneşe doğru yönlenmesi tasarlanmıştır.
İspanya’nın Endülüs bölgesinde, havadan ayçiçeği çiçeklerinin kafalarına çok benzeyen birkaç güneş enerjisi santrali var. Bu sanatsal ya da rastgele bir düzenleme değil, son derece pratik bir düzenleme. Mevcut konsantre güneş enerjisi tesisleri çok fazla yer kaplar ve aynaların karşılıklı gölgelenmesinden dolayı verimsizdir. Ancak bu güneş panelleri ayçiçeği bitkisi gibi güneşe göre yön değiştirirler.(asknature)
Termit Yuvası ve Klima Sistemi
Eastgate Center, Zimbabwe, Harare’de bulunan bir alışveriş merkezi ve ofis binasıdır. Eastgate Center, termit höyüklerde iç sıcaklık düzenleme modellerinden ilham alınarak yapılmıştır.
Arıların Peteklerindeki Depreme Dayanıklı Tasarım
Arılar kovan içerisinde birebirlerine yön tarif ederken titreşim yollarlar bu titreşimler kovanda deprem etkisi yapar ancak peteklerin yapısı bu titreşimleri emer. Bu yapının incelenip binalarda denemesi doğadan alınan bir ilhamdır.
Rüzgar Çiftliği Tasarımı
Topluluk halinde yüzen balıkların bir girdap şeklini aldıklarını ve bunun enerji akışı açısından faydalı olduğunu düşünen John Dabiri, balıkların bu yüzme şeklinden esinlenerek. Rüzgâr tribünleri üretmiştir ve diğer rüzgâr tribünlerine oranla daha az yer kaplaması ve enerji akışının daha verimli olmasını sağlamıştır.
Lotus Bitkisi ve Dış Cephe Kaplama Malzemesi
Bonn Üniversitesi’nden Dr. Wilhelm Barthlott, yaptığı incelemeler sonucunda, en az temizlik gerektiren yaprakların en pürüzlü yüzeylere sahip olan yapraklar olduğunu fark etmiştir. Bu yaprakların en temizi olan Lotus bitkisi üzerinde, yaptığı araştırmalarda bitkinin kendi kendini temizleyen bir yapısının olduğunu belirtmiştir. Bitkinin bu özelliği araştırmacılara ilham kaynağı olmuş ve LOTUSAN adında, 5 yıl kendisini temiz tutacağı garantisi verilen dış cephe malzemesi üretilmiştir.
Teleskoplar ve Arı Peteği
Teleskoplarda altıgen şeklindeki aynaları kullanırlar. Bu şekil geniş bir görüş alanı, yüksek kalite ve genel yapının kuvvetli olmasını sağlıyor. Tıpkı peteklerinde olduğu gibi arıların da gözleri altıgenlerden oluşuyor ve incelemelerde arılar ve peteklerinden yararlanılmıştır.
Kuşların Gagası ve Hızlı Trenler
Yalıçapkınlarının gagalarından ilham alınarak, gaganın şeklini aerodinamiğe uyarlandı. Yalıçapkınlarının ince gagalarını taklit edecek şekilde yeniden tasarlanan tren, çok daha sessiz bir şekilde hareket etmeye başladı. Bu tasarım sonucunda hızlı trenler, aynı zamanda daha verimli çalışarak daha yüksek bir performans da sergiliyor. Yüzde 15 oranında daha az elektrik tükettiği tespit edilen trenlerin hızında da yüzde 10’luk bir artış gözlemleniyor.